Kronik prostatit tedavisiz bir hastalık değildir!
Kronik prostatit prostat kanseri ve benign prostat hiperplazisi ile ilişkilendirilemeyecek iyi huylu bir hastalık ancak son derece ızıdraplı bir hastalıktır, tedavisi zor ayrıca uzun zaman ve sabır gerektiren bir hastalıktır. Teşhis edilmesi de bir o kadar zor olduğundan çoğunlukla üroloji doktorlarının tabiri caizse "uğraşmak istemediği" bir hastalıktır. Sıklığı %2-12 arasında olarak bilinmekle beraber otopsi serilerinde %44 oranında rastlanmıştır. Bu gösteremektedir ki çoğu kişi sessizce kronik prostatitten muzdarip olarak tanı almadan sessizce acı çekmektedir. Tanı koymak için üç kap testi veya rektal tuşe gibi eski yöntemlerin uygulanışı ve çoğunlukla idrar tahlili gibi testlerde bulgu vermemesi bu hastalığı çok zor hale getirir. Peki hangi durumlarda kronik prostatitten şüphelenilmeli ve tedavisi nedir? İşte bunlar can alıcı sorular! Beylik lafları bırakalım ve tedaviye bakalım! Öncelikle sayısız kronik prostatit hastası tedavi etmişliğin ve sayısız makale okumuşluğun verdiği tecrübeyle birkaç semptom saymak istiyorum. Tam tedavi olmamış bir gonore (bel soğukluğu) sonrası , bel soğukluğu olmayan ama bir cinsel ilişki (genelde şüpheli ilişki) sonrası, düzensiz cinsel ilişki hayatı sonrası, hijyen sorunu sonrası veya hiçbir sebep olmaksızın fazla titiz biraz takıntılı kişilerde aşağıdaki semptomlar varsa kronik prostatit düşünülmelidir. Pelvik bölgenin herhangi bir yerinde (kasık, mesane bölgesi, testis , perine yani testisle anüs arasında kalan bölge), penis içinde kaşıntı hissi, idrar yapmadan bile ağrı veya idrar yaparken yanma hissinin ötesinde aşırı ağrı hissi. Yeni başlayan erken boşalma, Boşalırken ağrı hissi, menide koyuluk sarılık, durduk yerde meni akıntısı...Bunlardan birkaçı birlikteyse kronik prostatit düşünülmelidir . Benim böyle semptomlarınız varsa ilk önerim Türkçeye çevrilmiş olan NIH-CPSI formunu ilk etapta doldurmanız. %100 kapsamlı diyemem ama en kapsamlı form bu. Tedavisine gelince Avrupa üroloji derneği kılavuzu ilk etapta 6 haftaya kadar uzatılabilecek siprofloksasin tedavisini önermektedir. Tabi aynı sayfada 3-4 ayrı tedavi bu tedavinin ardından kullanılabilir denmektedir. Sayısız kronik prostatit hastası tedavi etmiş bir hekim olarak en etkili bulduğum tedavi bu 6 haftalık siprofloksasin tedavisi oldu. Dirençli vakalarda 750 mg kullanıp yanına NIH-CPSI sayfasında yer alan quercetin tedavisi eklenince çok yol katettik . Sonrasında antibiyotiği kestiğimizde quercetine devam ettiğimizde çok nadir dirençli vakalarda nüks olmadı değil ama quercetin ile devam edip antibiyotiğe bir süre ara verdiğimizde sonra tekrar döngüler halinde siprofloksasine tekrar başladığımızda bu döngüler en dirençli vakalarda bile kendi istatistiklerimizde %98 halloldu 1-2 sene içinde. Tabi kronik prostatit hastalarının bazı ödevleri var . Cinsel ilişkiye çoğunlukla kondomla girmek, Cinsel ilişki olmasa bile haftada 2-3 düzenli boşalma, soğuklardan korunma (termal içlik), sıcak su oturma banyosu ara ara, baharatlı yiyeceklerden, gazlı içeceklerden kaçınma , alkol kullanımına özellikle biraya sınır koyma. Umarım anlattıklarım size faydalı olur olabildiğince özetlemeye çalıştım.